Hayal edin bir sabah uyandınız ve dünkü kahvaltınızda ne yediğinizi hatırlamıyorsunuz. Aslında, dünkü günü hatırlamıyorsunuz! Hatta daha da garibi, kahvaltı yapmanın ne anlama geldiğini bile unutmuşsunuz. Kulağa kabus gibi geliyor, değil mi? İşte hafızanın hayatımızdaki kritik önemini fark etmemiz için hayali bir senaryo… Ancak, bu durum bazıları için acı bir gerçek.
21 Eylül, her yıl Dünya Alzheimer Günü olarak hatırlanıyor. Alzheimer hastalığı, hafızayı ve diğer zihinsel yetileri zamanla yok eden ciddi bir nörolojik rahatsızlık. Bu yazıda hafızanın hayatımızdaki yerini ve “hafıza olmasaydı” hayatın nasıl olacağını keşfedeceğiz.
Hafıza Nedir ve Neden Bu Kadar Önemlidir?
Hafıza, sadece geçmişi hatırlamak değil, aynı zamanda öğrendiklerimizi saklayıp geleceği inşa edebilme yeteneğidir. Küçük yaşlardan itibaren öğrendiğimiz her şey, hafızanın yardımıyla hayatımıza yön verir. Örneğin, bisiklet sürmeyi bir kez öğrendiğinizde, uzun bir süre ara verseniz bile hafızanız sayesinde yeniden sürdüğünüzde zorlanmazsınız. Bir nevi beynimizin depolama alanıdır.
Dünya genelinde 55 milyondan fazla insan Alzheimer ve diğer demans türleri ile yaşıyor. Bu sayının 2050 yılına kadar yaklaşık 139 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise Alzheimer hastası sayısının 600 binin üzerinde olduğu biliniyor .
Ancak hafıza sadece “ne yediğimiz” ya da “nereye gittiğimiz” ile sınırlı değildir. Hislerimiz, anılarımız, kim olduğumuz ve hayatımıza anlam katan deneyimler de hafızamızda saklıdır. Hafıza olmasaydı, kişisel tarihimiz olmazdı. Yani, “ben kimim?” sorusunu bile cevaplayamazdık.

Ya Hafıza Olmasaydı?
Diyelim ki bir gün hafızamız tamamen yok oldu. Birkaç basit senaryo üzerinde düşünelim:
- Günlük Hayat Kaosa Dönüşürdü: Markete gidip süt almak için listeye ihtiyacınız olurdu ama o listeyi nerede bıraktığınızı hatırlayamazdınız! Yolda kime selam verdiğinizi bile unutur, aynı kişiye birkaç kez “Merhaba” diyebilirdiniz. Bu, insanların sizi oldukça tuhaf bulmasına neden olabilirdi. İş yerinde bir projeyi tamamlamaya çalışırken, her 5 dakikada bir “Ben ne yapıyordum?” diye kendinize sorarken bulabilirdiniz.
- Arkadaşlıklar ve Aile Bağları Zayıflardı: İnsanlarla olan bağlarımız büyük ölçüde anılarımız sayesinde güçlenir. İlk tanıştığınızda yaşadığınız heyecan, birlikte geçirdiğiniz anlar, paylaştığınız gülüşler… Hepsi hafızada saklıdır. Hafıza olmazsa, bu bağlar anlamını yitirirdi. Kimseyi tanıyamaz, geçmişinizle bağ kuramazdınız. İnsanlar size ne kadar yakın olsa da her defasında onları tanımak için sıfırdan başlamak zorunda kalırdınız.
- Kimlik Bunalımı Yaşanırdı: Kendi hikayemiz hafızamızda saklıdır. Neler yaşadığımız, nasıl şekillendiğimiz, hangi deneyimlerin bizi biz yaptığı… Hafıza olmazsa, kendimizi bile tanımakta zorlanırdık. Geçmişle bağlantımız kopar ve sürekli olarak “Ben kimim?” sorusuyla karşı karşıya kalırdık.
Alzheimer ve Hafızanın Yavaş Kaybı
Ne yazık ki bazı insanlar için bu tür hafıza kaybı, özellikle Alzheimer hastalığı nedeniyle, yavaş yavaş gerçeğe dönüşüyor. Alzheimer, başlangıçta hafif unutkanlıkla başlasa da zamanla hafıza, düşünme yetisi ve davranışlarda ciddi değişikliklere yol açar. Dünya Alzheimer Günü, bu hastalık konusunda farkındalık yaratmak ve insanların bilinçlenmesini sağlamak amacıyla her yıl 21 Eylül’de hatırlanıyor. Peki Alzheimer, hafıza kaybına nasıl sebep olur?
Beynimizde milyarlarca sinir hücresi vardır ve bu hücreler arasında sürekli bir bilgi akışı olur. Alzheimer’da, bu hücreler arasındaki iletişim bozulur ve zamanla beyin hücreleri ölmeye başlar. Bu da hafıza, düşünme yetisi ve günlük aktiviteleri etkiler. Hasta, önce küçük şeyleri unutmaya başlar (örneğin anahtarını nereye koyduğunu hatırlayamama gibi), ancak hastalık ilerledikçe sevdiklerini, hatta kendini tanıyamayacak duruma gelir.

Alzheimer’dan Korunmak Mümkün mü?
Alzheimer’ın kesin bir tedavisi olmasa da, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek risk faktörlerini azaltmak mümkündür. İşte hafızanızı korumak için birkaç öneri:
- Beyninizi Aktif Tutun: Yeni bir dil öğrenmek, bulmacalar çözmek veya hobiler edinmek beyninizi zinde tutar.
- Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, beyne kan akışını artırır ve genel sağlığı iyileştirir.
- Sağlıklı Beslenme: Antioksidan açısından zengin yiyecekler, Omega-3 yağ asitleri gibi beyin dostu gıdalar tüketmek hafızayı destekleyebilir.
- Sosyal Bağlantılar: Arkadaşlarınız ve ailenizle vakit geçirmek, sosyal aktivitelerde bulunmak da zihinsel sağlığı korur.
Hafıza Kaybı ile Empati Kurmak
Hafızanın hayatımızdaki önemini düşünmek, Alzheimer gibi hastalıklarla mücadele eden insanlara karşı daha fazla empati geliştirmemize yardımcı olabilir. Her gün basitçe hatırladığımız anılar, bu insanlar için adeta birer bulmacaya dönüşüyor. Bazen en sevdiği insanı bile tanıyamamak, ya da günlük hayatın en temel işlevlerini gerçekleştirememenin getirdiği duygusal zorluklar, hafıza kaybı yaşayan insanların hayatını zorlaştırıyor.
Hafızanıza İyi Bakın
Sonuç olarak, hafıza hayatımızın bel kemiğidir. Sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz, aynı zamanda geleceğimizi şekillendirmemize de yardımcı olur. Dünya Alzheimer Günü vesilesiyle, hem kendi hafızamıza daha fazla özen göstermemiz gerektiğini hatırlamalı, hem de bu hastalıkla mücadele eden insanlara ve ailelerine destek olmalıyız.
Eğer hafıza olmasaydı, hayatımız sadece kaos değil, aynı zamanda duygusal olarak da eksik kalırdı. O yüzden, hafızanıza iyi bakın ve sevdiklerinizle paylaştığınız anların kıymetini bilin. Unutmayın, her anı bir hazine!
Hafıza, kim olduğumuzu ve sevdiklerimizle olan bağlarımızı şekillendiren en değerli hazinelerden biridir. Alzheimer ile mücadele eden hastalar ve aileleri için bu süreç zorlayıcı olsa da, sevgi ve anlayış her şeyin önündedir. 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde, bu hastalıkla yaşayanlara ve onlara destek olanlara sevgi ve dayanışma dileklerimizi gönderiyoruz. Unutmayalım ki, her anımız bir hazine ve sevgi her zaman hafızanın ötesine geçer.
Daha fazla bilgi almak ya da Alzheimer ile ilgili farkındalık çalışmalarına katılmak için şu kaynaklardan yararlanabilirsiniz:
21 Eylül Dünya Alzheimer Günü
Unutursam Hatırlat!
Film Önerileri


Unutma Beni (Still Alice) (2014)
Neden Öneriyorum: Alzheimer hastalığının birey ve aile üzerindeki etkilerini derinlemesine anlatan bir film. Özellikle genç yaşta Alzheimer teşhisi konulan Alice’in hikâyesi, hastalığın hem kişisel hem de sosyal yıkımlarını gözler önüne seriyor. Film, hafıza kaybının bir insanın kimliğini, ilişkilerini ve günlük hayatını nasıl etkilediğini duygusal bir şekilde gösteriyor.
Akıl Defteri (Momento) (2000)
Neden Öneriyorum: Hafıza kaybının psikolojik ve kimliksel boyutlarını ele alan sürükleyici bir gerilim filmi. Filmde, kısa süreli hafıza kaybı yaşayan bir adamın hayatını nasıl yönetmeye çalıştığını görüyoruz. Bu film, hafızanın bir insanın kimliği, amaçları ve kararları üzerindeki kritik rolünü sorgulatarak izleyiciyi düşündürüyor.