Hayal edelim: İnsanlık, binlerce yıl boyunca olduğu yerde kalsaydı. Ne Afrika’dan çıkardık, ne de başka kıtalara yayılırdık. Peki, dünya bugün nasıl bir yer olurdu? Göç, insanlık tarihinin en büyük itici güçlerinden biri. Kültürlerden teknolojilere, dillerden yemeklere kadar her şey, insanların hareket etmesiyle şekillendi. Gelin, biraz zaman yolculuğu yapalım ve “Ya göç olmasaydı?” sorusuna eğlenceli, merak uyandırıcı bir şekilde cevap arayalım.
Göç Olmasaydı Ne Olurdu?
İnsanlık, yaklaşık 200.000 yıl önce Homo sapiens olarak Afrika’da ortaya çıktı. O zamandan beri durmaksızın hareket halindeyiz. Ama ya hep aynı yerde kalsaydık? İlk durak, Afrika’nın bereketli toprakları. Muhtemelen burada sıkışıp kalırdık. Ama bu, kulağa huzurlu gelse de, aslında pek çok şeyi değiştirirdi.
Nüfus patlaması bir sorun olurdu. Tek bir bölgede kalan insanlar, kaynakları hızla tüketirdi. Tarım ve hayvancılık gibi yenilikler belki hiç ortaya çıkmazdı, çünkü avcı-toplayıcı yaşam tarzı, küçük gruplar için uygundu. Büyük topluluklar? İşte o, kaos demek. Açlık, hastalık ve çatışmalar kaçınılmaz olurdu.

Peki ya kültür? Diller, sanat, müzik nasıl olurdu? Göç, farklı grupların bir araya gelip fikir alışverişi yapmasını sağladı. Mesela, Mezopotamya’da yazının icadı, ticaret yolları sayesinde yayıldı. Göç olmasaydı, her topluluk kendi küçük dünyasında izole kalırdı. Belki de bugün hâlâ mağara duvarlarına resimler çiziyor olurduk!
Yaklaşık 2 milyon yıl önce Homo erectus Afrika’dan çıkarak ilk insan göçlerini başlattı. H. heidelbergensis gibi arkaik türler, modern insanlar ve diğer hominidlerin atası olarak yayıldı.
Kültürler ve Diller
Göç, kültürlerin birbiriyle karışmasını sağladı. Hint mutfağı baharatlı lezzetlerini, İtalyan pizzası domates sosunu, Türk kahvesi ise köpüklü keyfini göç yollarına borçlu. Domates Amerika’dan, kahve Etiyopya’dan, baharatlar Asya’dan geldi. Ya bu yolculuklar hiç olmasaydı? Sofralarımız çok daha sade, belki de sıkıcı olurdu.
Diller de aynı şekilde. Bugün dünyada 7.000’den fazla dil konuşuluyor. Bu çeşitlilik, insanların farklı bölgelere yayılıp çevreleriyle etkileşime girmesiyle oluştu. Göç olmasaydı, muhtemelen birkaç temel dil veya lehçeyle sınırlı kalırdık. Shakespeare’in soneleri, Yunus Emre’nin şiirleri ya da Latin Amerika’nın şarkıları? Maalesef, bunlar hayal bile edilemezdi.
Peki, bu durum iyi mi olurdu? Belki daha az çatışma olurdu, çünkü farklı kültürler karşılaşmaz, sürtüşmezdi. Ama öte yandan, yaratıcılık ve yenilik de sınırlı kalırdı. Göç, sadece insanları değil, fikirleri de taşıdı. İzole bir dünya, statik ve tekdüze olurdu.

Teknoloji ve Bilim
Göç, sadece kültürleri değil, bilimi ve teknolojiyi de dönüştürdü. Tekerleğin icadı Mezopotamya’da gerçekleşti, ama göçmenler ve tüccarlar sayesinde dünyaya yayıldı. Aynı şekilde, matbaa Çin’den Avrupa’ya, oradan da tüm dünyaya ulaştı. Göç olmasaydı, bu icatlar yerel kalırdı. Belki hâlâ elle yazılmış mektuplar kullanıyor olurduk!
Bilimsel keşifler de göçle hızlandı. Antik Yunan’dan İslam dünyasına, oradan Rönesans Avrupası’na taşınan matematik ve astronomi bilgileri, bugünkü modern bilimin temelini attı. Göç olmasaydı, bu bilgi alışverişi olmazdı. Newton’un yerçekimi kanunu veya Einstein’ın görelilik teorisi gibi devrimler belki de çok daha geç ortaya çıkardı.
Bir de uzay keşfi meselesi var. Göçmen ruhu, insanların bilinmeyene doğru ilerlemesini sağladı. Amerika’yı keşfeden kaşifler, Ay’a ayak basan astronotlar… Hepsi, atalarının göçmen cesaretini taşıyordu. Göç olmasaydı, belki de hâlâ gökyüzüne bakıp “Orada ne var?” diye merak etmekle yetinirdik.
Günümüz Dünyası
Şimdi biraz daha yakın zamana gelelim. Göç olmasaydı, modern dünya nasıl olurdu? Küreselleşme diye bir şey olmazdı. İnternet belki icat edilirdi, ama herkes kendi bölgesel ağında takılırdı. Netflix’te Kore dizileri, Spotify’da Latin pop şarkıları ya da TikTok’ta dünya çapında viral danslar? Bunların hiçbiri olmazdı.
Ekonomi de tamamen farklı olurdu. Göç, iş gücünü ve yenilikleri taşıdı. Silikon Vadisi’nin teknoloji devleri, dünyanın dört bir yanından gelen göçmenlerin fikirleriyle büyüdü. Göç olmasaydı, belki de bugün akıllı telefonlarımız, sosyal medyamız ya da yapay zeka gibi teknolojiler bu kadar gelişmiş olmazdı.
Ama her şey kötü mü olurdu? Belki de daha sürdürülebilir bir dünya olurdu. Göç, kaynakların aşırı tüketilmesine ve çevresel sorunlara da yol açtı. İzole topluluklar, çevreleriyle daha uyumlu yaşayabilirdi. Tabii, bu da spekülasyon. İnsanlık, her zaman daha fazlasını istemeye meyilli!
Göçün Bize Öğrettikleri
Göç, insanlığın hikâyesidir. Bizi biz yapan şey, durmamamız, keşfetmemiz, karışmamız. Göç olmasaydı, dünya daha küçük, daha sade, ama aynı zamanda daha az renkli olurdu. Farklı kültürlerin dansı, bilimsel keşiflerin heyecanı, sofralarımızdaki lezzet şöleni… Bunların hepsi, atalarımızın cesur adımlarına borçlu.
Peki, sen ne düşünüyorsun? Göç olmasaydı, dünya daha mı güzel olurdu, yoksa daha mı sıkıcı?
Kaynaklar:
Hiç göç olmasaydı, dünya daha iyi bir yer olabilir miydi ? İnsan merak etmiyor değil