Rüyalarım olmasaydı hayatım nasıl olurdu, diye çok düşünürüm…
Ben illüstrasyon sanatçısı olmak istiyorum ve çoğu zaman kendi tasarladığım karakterleri özgün bir şekilde kağıda yansıtıyorum. Çizim yaparken ya da karakterleri stilize ederken en çok da rüyalarımdan besleniyorum. Rüyalarım olmasaydı, ilham kaynaklarımın büyük bir kısmını kaybederdim. Gördüğüm o renkli, bazen ürkütücü, bazen umut verici imgeler olmadan, zihnimdeki yaratıcı kıvılcım eksik kalırdı.

Karakterlerim ise etkileyici görünmez, fantastik görüntüler çizmekte zorluk çekerdim. Çizdiğim karakterler, sahneler, hikayeler… Hepsi rüyalarımın bir yansıması. Gözlerimi kapattığımda canlanan dünyalar olmadan çizgilerim tekdüzeleşir, hayal gücüm daralırdı.

Kısacası, hayal gücümü besleyen bu içsel görüntülerin yokluğunda yaratıcılığımı dış dünyadan ya da bilinçli deneyimlerimden almak zorunda kalırdım; bu da sanatım için gerçek bir kısıtlama olurdu.
Beni bilinçaltımın derinlerine çekip götüren eğlenceli ve benzersiz görüntüler iyi ki varlar. Bu sayede sanatım daha özgün ve daha özgür.
Hikayesini bizlerle paylaştığı için Kevser Dilanur Köşker‘e teşekkür ederiz.
İlhamımı rüyalardan ve içsel dünyamdan alarak yarattığım özgün illüstrasyonlarımı görmek ve sipariş vermek isterseniz, beni Instagram’da takip edebilirsiniz. Profilim: Dilanur (@dilanurkoskerr)




