Anasayfa » Ayşenur’un Hikayesi
Matematikçi

Ayşenur’un Hikayesi

Sıfır, Hindistan’da 5. yüzyılda icat edildi ve hiçbir şeyi gösteren dairesel bir sembol olarak kullanıldı. Bu sembole Shunya adı verildi. Harezmi, sıfırı matematikte kullanan ilk bilim insanıydı. Sıfırın şekli, sonsuzluk döngüsünü sembolize ediyordu. O zamanlarda sıfır, sonsuzluğu da temsil ediyordu. Aslında kulağa çelişkili gelse de bence sıfır, gerçekten sonsuzluğu ifade ediyor. Çünkü sıfır, hiçliktir ve hiçlik sonsuzdur. İnsanlık var olduğundan beri, hiçlik de vardı; sadece bunu rakamla ifade edemiyorlardı.

Benim mesleğimde, yani matematikte, sıfırın önemi, insanların suya olan ihtiyacı kadar önemlidir. Sıfır olmasa matematik de olmazdı. Sayılar ilerlemez, işlemler yapılamazdı. Sıfır bulunmadan önceki sayı sistemlerinin bir sınırı vardı, ama sıfır sayesinde sayılar sonsuz hale geldi. Eskiden sayı sistemlerini kullanmak zordu ve işlem yapmak oldukça karışıktı. Eğer sıfır olmasaydı, bugün bu kadar gelişmiş bir matematik bilgimiz olmazdı, benim mesleğimin de önemi kalmazdı.

Sıfır, öyle büyülü bir rakam ki herhangi bir sayının sağına yazıldığında o sayıyı 10 kat arttırır, fakat soluna konulduğunda hiçbir anlamı yoktur. Sıfırın yokluğunda sadece matematik öğretmenliği değil, bilgisayar programları da büyük ölçüde etkilenirdi. Bilgisayar kodları 0 ve 1 üzerine kuruludur ve teknoloji büyük bir şekilde gerilerdi. Modern matematik, teknoloji sayesinde bu kadar ilerledi ve sıfır, matematiğin temel yapı taşıdır.

Benim mesleğimde sıfır olmadan matematik düşünülemez. Eğer sıfır olmasaydı, ben de sevdiğim mesleği yapamazdım.

Hikayesini paylaştığı için Ayşenur Deviren‘e teşekkür ederiz.

Daha Fazla Oku

Post navigation

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir